
Duygusal Şiddet ve Şiddet Döngüsü – Bölüm 1
İçinde bulunduğunuz romantik ilişkide sürekli terk edilme korkusu yaşıyor musunuz? Partneriniz (eşiniz, sevgiliniz ya da nişanlınız) hoşuna gitmeyen bir şey yaptığınızda sizi terk etmekle tehdit ediyor mu? Asla karşınızdaki kişiye yaranamıyormuş, her söylediğinize kulp bulunuyormuş gibi hissediyor musunuz? Yaptığınız ya da yapmak istediğiniz her şey hafife alınıyor ve küçümseniyor mu? Sürekli azarlanıyor ya da acımasız eleştirilere mi maruz kalıyorsunuz? ‘’Bak senin yüzünden ne yaptım! Bana ne yaptırdığının farkında mısın, beni delirtiyorsun!’’ gibi suçlamalarla sık sık karşılaşıyor musunuz? Sürekli hesap vermek ve açıklama yapmak zorunda kalıyor musunuz? Ne yaptığınız, kiminle nerede görüştüğünüz, nereye gittiğiniz ve ne giydiğiniz konusunda sürekli rapor vermeniz gerekiyor mu? Arkadaşlarınızla kahve içmeye gittiğinizde, annenizi ziyaret ettiğinizde ya da işyerindeyken partneriniz on dakika bir sizi arayıp ne yaptığınızı kontrol ediyor mu? ‘’Ya şunu yaparsın ya da bunu’’ gibi ültimatomlarla karşılaşıyor ve istemediğiniz iki şey arasında bir seçim yapmak zorunda mı bırakılıyorsunuz? Öyleyse, duygusal şiddete maruz kalıyor olabilirsiniz.
Duygusal şiddet de aynı fiziksel ve cinsel şiddet gibi, temelde güç ve kontrol ile ilgilidir. Leslie Morgan Steiner’ın ‘’Aile içi şiddet kurbanları neden eşlerini terk etmiyorlar?’’ isimli şahane TED konuşmasında belirttiği gibi, romantik ilişkilerdeki istismar, ‘aşk olarak gizlenen psikolojik bir tuzak’tır. Romantik ilişkilerdeki istismar (çiftin evli olması durumunda aile içi şiddet, sevgili olmaları durumunda flört şiddeti olarak adlandırılıyor), herkesin başına gelebilir; tüm eğitim ve gelir düzeylerinde, din, ırk ve kültürden bağımsız olarak toplumun her kesiminde görülür. Şiddetin türü ne olursa olsun, istismara maruz kalmış kişi şiddet döngüsünden çıkmakta zorlanır; ancak bu durum duygusal şiddet söz konusu olduğunda daha da çetrefilli bir alır. Çünkü fiziksel ve cinsel şiddet hem süreç hem de yarattığı hasar açısından daha görünür bir durumdayken, duygusal şiddet daha gizli, örtük bir yol izler. Bu yüzden çoğu zaman, duygusal şiddet döngüsüne sıkışmış kişiler, istismar edildiklerinin farkında değillerdir; çünkü adım adım yaşadıkları süreç normal bir hale getirilmiş, içinde yaşadıkları gerçeklik çarpıtılmıştır.
Durumun biraz daha anlaşılabilir olması adına, sürece aşama aşama bakalım: Şiddet döngüsünün ilk aşaması duygusal istismarcının seçtiği kişiyi büyülemesi ve güven inşa etmesiyle başlar. İstismar eden partneriniz, dünya sizin etrafınızda dönüyor gibi hissettirebilir; bunu ilişkideki baskın tarafın siz olduğunuz izlenimini yaratıp, müthiş bir hayranlıkla size büyük aşk vaatleri sunarak yapabilir. Sıkça yaşanan bir diğer senaryo da, karşı tarafın son derece ulaşılmaz ve özel biri olduğunu izlenimi yaratması ve daha sonra bu gizemli ve güçlü kişinin size bir sırrını açıp kırılganlığını göstermesi ya da kimseyle yakınlaşmayan bu adamın/kadının size kendini açarak ‘seçilmiş o özel kişi’ olduğunuzu düşündürmesidir.
Şiddet döngüsünün ikinci aşamasında, duygusal şiddeti uygulayan kişi, sizi yavaş yavaş izole etmeye ve çevrenizden koparmaya başlar. Bunu açıkça yapmadığından, çoğu zaman kişi yalnızlaşmaya başladığını fark etmez. Fail yalnızca kendisinin ve ilişkinizin önemli olduğunu sık sık söyler, başkalarıyla (bu aileniz ve arkadaşlarınız dahi olsa) vakit geçirdiğinizde ya da ilgilendiğinizde önce örtük, sonra açık suçlamalar baş gösterebilir; zamanla ailenizin, arkadaşlarınızın size aslında değer vermediğini, sizin kıymetinizi bilmediğini, hem yakın ilişkilerinizde hem iş yerinizde haksızlıklara uğradığınızı söyleyerek kafanızı karıştırabilir ve yakınlarınıza karşı öfke ya da kırgınlık hissetmenize sebep olabilir. Tüm bunları sizin iyiliğiniz için yaptığını, sizin çok iyi niyetli olduğunuzu ve bu sebeple kandırıldığınızı, ‘yalnızca gözünüzü açtığını’ sıklıkla dile getirebilir. Böylece yavaş yavaş, romantik ilişkiniz haricindeki tüm ilişkilerden uzaklaşmaya ve bağlarınızı koparmaya başlayabilirsiniz. Bu aşamadaki temel amaç, şiddet döngüsünün kurduğu çarpık gerçeklikle sizi yüzleştirebilecek ve bu istismar ilişkisinden kurtulmanıza yardım edebilecek yakınlarınızı elemek ve sizi yalnız bırakmaktır. Çünkü Leslie Morgan Steiner’ın da dediği gibi, ‘’İstismar yalnızca sessizlikte büyür.’’.
İkinci aşamayla beraber, duygusal şiddetin kademe kademe artacağı uygun ortam hazır hale gelmiştir. Sonu gelmez acımasız eleştiriler, aşağılama ve dalga geçme, özgüveninizi ve öz-değerinizi yerle bir edecek duygusal istismar süreci böylece devam eder. Fiziksel şiddet de duygusal şiddet de, ilişkinin başında, henüz güven ilişkisi kurulmamışken, sevgi bağı ve alışkanlık kuvvetlenmemişken bir anda ortaya çıkmazlar; işin alengirli tarafı da budur. Duygusal şiddeti uygulayan kişinin en güçlü silahlarından biri manipülasyondur; karşısındaki kişinin düşünce biçimi ve inançları değişene kadar adım adım ilerler ve yalnızca kendi doğrularının geçerli sayıldığı alternatif ve çarpık bir gerçeklik inşa eder. Bu bir nevi gizli bir beyin yıkama operasyonudur; aşama aşama kişinin zihnine işlendiğinden mağdur kişi olan biteni uzun zaman fark etmeyebilir. Bu noktada ünlü kurbağa örneğini vermek uygun olacaktır: Kurbağalar kaynar suya doğrudan atıldıklarında zıplayıp kaçarlar, çünkü öleceklerini hemen anlarlar. Ancak kurbağalar doğrudan kaynar suya atılmak yerine, soğuk bir suya konulup su zamanla ısıtıldığında, kurbağalar suyun kaynamaya başladığını fark etmezler, çünkü sıcaklığın yükselmesine alışmışlardır; dolayısıyla tehlikeyi fark edemez ve ölürler.
Yazının ikinci bölümünde, duygusal şiddetin bir sonraki aşaması olan ‘Bir daha asla!’ sürecini anlatacak ve şiddete maruz kalmış kişilerin partnerlerini tekrar tekrar affetmelerinin ve onları terk edememelerinin en yaygın sebeplerine değineceğim.
Kaynakça
Herman, J. L. (2011). Travma ve iyileşme: Şiddetin sonuçları, ev içi istismardan siyasi teröre.(Çev. T. Tosun), Literatür Yayınları, İstanbul.
Steiner, L. M. (2012, Kasım). Leslie Morgan Steiner: Aile içi şiddet kurbanları eşlerini neden terk etmiyorlar? https://www.ted.com/talks/leslie_morgan_steiner_why_domestic_violence_victims_don_t_leave?language=tr

Psk. Sevde Eskici
İstanbul Şehir Üniversitesi Psikoloji bölümünde tam burslu olarak okumuş ve yüksek şeref belgesi ile mezun olmuştur. Halen İstanbul Şehir Üniversitesi Klinik Psikoloji yüksek lisans programına devam etmektedir, tez aşamasındadır.
Bir cevap yazın