
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu’nun ayırıcı tanısında üç küme belirti
Dissosiyatif Kimlik Bozukluğu (DKB) yaşayanlar ruhsal yardım için oldukça farklı şikayet ve belirtilerle klinisyene başvurabilir. Klinik başvuru tablosu; depresif ruh hali , intihar düşüncesi veya girişimi, bedeni kesme ve çizme gibi zarar verme, başkalarıyla ilişkilerde yaşanan krizler, yeme problemleri, obsesyonların varlığı, cinsel problemler, somatizasyon, psikotik sayılabilecek belirtiler gibi farklı spektrumdan olabilir. Bu klinik durumların her biri belirli bir klinik tanıyı hatırlatsa bile, belirli bir klinik tanının mutlak göstergesi değildir. Daha çok birer semptom gibi ele alınmalıdır. Tıpta semptom bir çok farklı hastalıkta görülebilen belirtiyi tanımlamak için kullanılır. Örneğin ateş yüksekliği bir semptomdur. Ateşin yükselmesi onlarca ayrı hastalığın belirtisi olabilir. Ateşin gerçek nedenini bulmak için ayırıcı tanı gereklidir.
DKB’nin üç semptom kümesi alter değişimleri sonucunda oluşur
DKB ayırıcı tanısı yapmak isteyen klinisyen şu üç semptoma odaklanmalıdır: İç ses/konuşma, yüz ifadesi / duygularda hızlı değişme ve hafıza sorunları. Bu üç semptom DKB’nin en temel meselesi olan alter kişilik göstergesidir. Alter zihnin bağımsızlık kazanmış ayrı bir organizasyonu demektir. DKB’de otonomi kazanmış iki veya daha fazla ayrı alter kişilikler vardır. DKB’nin tüm semptomları bu alter kimliklerin aktiviteleri üzerinden oluşur. Alter kimlikler kendi aralarında iletişim kurmalarına bağlı iç ses / konuşma oluşur. Alter kimliklerin beden kontrolünde ani ve hızlı yer değiştirmelerine bağlı yüz ifadesinde ve duygulanımda değişimler olur (afekt). Ayrıca her bir alterin bedeni kontrol ederken ev sahibi kişiliğin devre dışı kalmasının şiddetine bağlı olarak da dalıp gitme, hatırlanmayan boşluklar veya büyük unutkanlıklar (amnezi) oluşur.
İç ses / iç konuşma
DKB’nin en önde gelen belirtisidir. Hem DKB tanısını taramada hem de DKB’nin diğer rahatsızlıklarla ayırıcı tanısında en kullanışlı olanıdır. Ben ilk görüşmede tüm danışanlarıma ayırıcı tanı aşamasında şu soruyu soruyorum: “Bazı insanlar zihinlerinin içinde bir iç konuşma duyarlar. Bu durum sizde olur mu?”
Normalde insanlar DKB’de olan tarzda bir iç konuşmaya sahip değildir. İnsanların %97’sinde zihin tekil, bütüncül ve entegredir. Muhtemelen %1-3’nde ise zihin otonomi kazanmış parçalara bölünmüştür (alter). Bütüncül olan zihin kendi üzerine düşünüp, muhakeme edip, seçenekleri gözden geçirip, senaryolar oluşturabilir. Ama DKB olan zihin bunların ötesinde karşılıklı diyalog kurabilme yeteneği kazanmıştır. Her bir alter kimliğin kendine özgü varoluş hikayesi, benlik algısı, karakter özellikleri, duygudurumları vardır. Dolayısıyla da her bir alter kendi kimlik haliyle diğer alterle bir iletişim kurar. Bu iletişim hali kişi tarafından iç ses veya iç konuşma olarak algılanır. Bu durum çocukluktan beri devam ettiği için kişi tarafından normal olarak algılanır ve herkeste böyle olduğu düşünülür. Kendisinde olanın herkeste olmadığını, insanların ancak %1-3’nde olduğunu anladığı zaman da oldukça şaşırırlar.
Hızlı afekt değişimi
Afekt kişinin yüz ifadesiyle beraber duygu halini gösteren bir kavramdır. Alter kimlikler kendilerine özgü duyguduruma ve yüz ifadelerine sahiptirler. Örneğin depresif bir alter hüzünlü veya ağlamaklı bir yüz ifadesine sahiptir. Öfkeli bir alter sert ve delici bir bakışa sahip olabilir. Çocuk alter, çocuksu bir ses tonuna ve konuşma tarzına sahip olabilir. Bedeni hangi alter kontrol ederse duygulanım, yüz ifadesi, davranış tarzı o altere özgü olur. Böylece her alter değişiminde afekt değişimi olmuş olur. Dışarıdan dikkatli bakan bir göz bu değişimleri fark edebilir. Bir kişide hızlı afekt değişimleri olması durumunda her zaman DKB ayırıcı tanısı yapılmalıdır.
Hafıza sorunları
DKB ayırıcı tanısı için araştırılması gereken üçüncü küme belirti hafıza ile ilgili değişimlerdir. Hafıza sorunlarının şiddeti alter değişimlerinde ev sahibi kimliğin devre dışı kalma oranına göre değişir. Başka bir alter kimlik bedeni kontrol ettiğinde ev sahibi kimlik tam olarak devre dışı kalırsa tam unutkanlık (amnezi) olur. Bu durumda kişi arada geçen zamanı ve ne yaşandığını hiç bir şekilde hatırlamaz. Bu şiddette amnezi nadir görülür. Alter değişimi sırasında ev sahibi alter kısmen devre dışı kaldığında dalıp gitme veya tam hatırlanmayan boşluklar oluşur. Ayrıca hayatın belirli dönemlerini farklı alterler kontrol ettiği için, kişi hayatını çocukluktan bugüne kesintisiz hatırlayamaz. Çocukluk döneminde daha fazla olmak üzere hayat öyküsü anlatımında kopukluklar olur.
Sonuç olarak; DKB hastaları çok sayıda farklı semptom ile başvurabilir. Ayırıcı tanı için iç ses / konuşma, afekt değişimi ve hafıza sorunları sorgulanmalıdır. Bu üç küme belirti de alter kimliklerin varlığına ve bedeni kontrol etmelerine bağlıdır.

Prof. Dr. Medaim Yanık / Psikiyatr
Tıp eğitimine 1987 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nde başladım. 2000 yılında Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde ruh sağlığı ve hastalıkları alanında uzman oldum.
Bir cevap yazın