Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Televizyonun Çocuklar Üzerindeki Etkileri
Günümüzün yaygın kitle iletişim aracı olan televizyon, hayatımızı ele geçirmiş gibi. Çocukların sabah gözünü açar açmaz televizyonun karsına geçmesi, yemek yemek, uyumak gibi hayati işleve sahip fonksiyonların televizyonsuz yapılamayışı gibi birçok olgu var karşımıza çıkan.
Televizyon niye bu kadar cazip dediğimizde, insanların hem görsel hem de işitsel tarafına hitap etmesi, aslında çocuklar için hazır hayalleri pazarlaması bakımından ilgi çekicidir. Çok fazla televizyon ya da çizgifilm izleyen çocuk bir süre sonra kendi başına düşünmekten, çalışmaktan, çabalamaktan uzak kalıyor. Çünkü çocuğun önünde herşey hazır halde, onun için çizilmiş renklendirilmiş, onu ve çevresindeki insanları eğlendiren bir makine kurulmuş halde diyebiliriz. Televizyonun başından kalkmadan izleyen çocuklar, reklamları bile bir süre sonra ezberlemiş hale gelebiliyor. Evlerde başköşeyi alan televizyon, dünyaya açılan bir çeşit pencere görevi yüklenmiş gibi görünsede çocuklara aynı zamanda bilmedikleri bir dünyanın da kapılarını açıyor. Bu durum olumsuz anlamda etkileriyle çocuğun kişiliğine ve karakterine etkisi ise olumsuz anlamda ortaya çıkıyor.
Teknolojinin Gelişmesi
Dünyadaki teknolojik gelişmeler, özellikle ülkemizdeki son yirmi yıl içerisinde televizyonun ucuzlaması ve özel kanalların açılması, hatta televizyonu açtığımızda net olarak sayısını bilemediğimiz kanalların evimizde bir tuşla karşımıza sıralanması gibi nedenler televizyonu daha izlenir hale getirdi. Kablolu yayınların yaygınlaşması, ekran ve görüntü kalitelerindeki gelişmeler, çekim açıları, son yıllarda kullanılan son derece gerçekçi çizim ve efektler televizyonun son çeyrek yüzyılda daha fazla izlenmesine, bu nedenle de zararlarıyla da daha fazla maruz kalmaya neden olmaktadır.
Son araştırmalardaki veriler çarpıcı bir şekilde özellikle çocuklarda nasıl ve ne kadar süreyle televizyonun negatif etkileriyle maruz kaldıklarını özetliyor…
Yapılan araştırmalara göre, “2 yaşındaki çocuklar televizyon açmayı biliyor,3 yaşındaki çocuklar her gün televizyon seyrediyor. Çocukların% 56’sı günde 2 saat,% 44’ü de üç saat televizyon seyrediyor. Anaokulu öğrencilerinin günde ortalama 2 saat, ilköğretim okulu 2.ve 3. sınıf öğrencilerinin 2,5 saat, 7. ve 8. sınıfların ise yine 2 saatten fazla televizyon izledikleri ortaya çıkardı”.
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nca 12 bin aile üzerinde yapılan Türkiye’de Aile Yapısı Araştırması’nda çarpıcı sonuçlarına göre:
Aile bireylerinin birlikte yaptıkları birinci aktivite 59,4 ile televizyon izlemek. 2. Sırada 25,8 ile akraba, komşu, arkadaş ziyareti, 3. Sırada 21,9 ile alışveriş, 4. Sırada 7,2 ile tatil, 5. Sırada 6,1 ile dışarıda yemek yemek, en son olarak 3,2 ile sinema ya da tiyatroya gitmek geliyor. Bu ankete katılan aile bireylerinin 79,6’sı birlikte tiyatro ve sinemaya hiç gitmemişken, yaklaşık 63,3’ü de hiç tatile gitmedikleri ortaya çıkmış. Ülkemizde ortaöğretim dönemindeki bir çocuğun televizyonun ve bilgisayarın başında geçirdiği süre okulda geçirdiği süreden yarı yarıya daha fazla olduğu tahmin ediliyor. Çocuklar öğrencilik hayatlarında yılda ortalama 1000 saatlerini okulda geçirirken, yaklaşık 1500 saatlerini de televizyon ve bilgisayar başında geçiriyorlar.
Çocukların Televizyondan Etkilendikleri Konular
- Sosyal sorunlar ve iletişim problemleri yaşamaya etkisi
- Tüketim toplumu olmaya özendirici etki yaratması,
- Kilo alımını artırarak obezite olmaya etkisi
- Çocukların cinsel kimliğinin oluşması ve karşı cinsle olan ilişkileri üzerine etkisi,
- Anne ile ilişkisi üzerine etkisi,
- Baba ile ilişkisi üzerine etkisi,
- Şiddet eğilimlerini arttırmaya yönelik etkisi,
- Okumaya, düşünmeye ve başarıya etkisi
- Dildeki yozlaşmaya etkisi
- Kendi kimliklerinin bağımsız ve özgün bir biçimde oluşmasına etkisi
- Çocukların masumiyetlerinin yok oluşuna etkisi
Çocukların Aşırı Televizyon İzlemelerinin Tüketim Toplumu Olmaları Üzerine Etkisi
- Televizyon her bir çocuğu gelecekte tüketim toplumu hale getirmektedir. Tüketim toplumu bireyleri salt tüketmekle kalmaz, değer yargılarını, ilişki biçimlerini ve kişiliğine yönelik pek çok şeyi etkiler. Reklam endüstrisi ile tüketici toplum kavramı öne çıkmış ve çocukları hedef almıştır.
Nedenleri;
- Çocukların elinde eskisinden daha fazla para olması
- Marka seçimlerinde ailelerini etkilemesi
- Marka sadakatini aşılamanın çocuklar için daha kolay olması
- Reklamlarda devamlı mutlu, huzurlu bir hayat vaddedilmekte, tanıtılan ürün veya nesnenin bu özendirici hayata ulaşmanın tek yolunun o ürünü satın almaktan geçtiğini dayatmaya çalışır. Dolayısıyla da çocuğun çalışmanın, emek vermenin, başarılı olmanın, saygı ve sevgi bağının kurulmasındaki insani boyuttaki pek çok değer yargısının yerini sadece tüketerek mutlu ve huzurlu bir hayata sahip olunacağı fikrinin edinilmesi problemini öne çıkarır.
- Reklamlarda kullanılan ürünün satılması için çocukların kimlik, ilişki ve değer yargıları iletilen mesajlar ve sloganlar yoluyla farklılaşmaktadır.
- Çocuklara insanların ne kadar çok şeyi olursa o kadar çok mutlu olacağına inandırmaya çalışılır.
- Bu anlamda da evin geçimini sağlamakla yükümlü olduğu baba veya anne, daha çok nesne alamazsa, ya da çocuklarının daha fazla tüketmelerini sağlayamazsa, onların mutluluğunu sağlayamayan bir baba- anne konumuna düşürülmektedir.
Televizyon’nun Beslenme Alışkanlıkları Üzerindeki Etkisi
Araştırmalar bize gösteriyor ki uzun süre televizyonun karşısında kalmak, obezite olmayı son derece etkiliyor. Bunun nedeni de çocukların televizyon karşısında uzun süre hareketsiz kalarak daha az enerji harcaması ve yedikleri yüksek kalorili yiyecekleri yakamamasıdır.
Ayrıca televizyon karşısında yemek yiyen çocukların normalden fazla yedikleri ve neyi ne kadar yediklerinin farkında olmadığı görülmüştür. Bu da onların sağlıksız beslenmelerine yol açar ve daha çocukluklarından itibaren çeşitli sağlık problemleriyle karşılaşmalarına neden olabilir.
Çocuklarda görülen bu obezite sorunu ileriki yaşlarda onlarda kalp sorunlarına yol açabilmektedir. Hareketsiz bir yaşam, sağlıksız bir kalp için ideal bir ortamdır. Ayrıca bu çocuklarda vücuttaki yağlanma oranı daha fazla olduğu gözlenmiştir.
Televizyonun Çocukların Uyku Düzenine Etkisi
Çocukların yatmadan kısa bir süre önce televizyon izlemesi nedeniyle ekran ışığının uyku/uyanıklık döngüsünü düzenleyen melatonin salgısını etkilemesi ve baskılaması nedeniyle çocukların uyku düzenleri bozuluyor. Film/çizgifilmlerde yer alan şiddetin olumsuz etkisinin oluşması kaçınılmaz oluyor. Çocuk izlediği o şeyden etkilenip gece boyu uyuyamıyor veye sık sık korkunç rüya gördüğünü söylüyor, uyanıyor, uyku sorunlarının ortaya çıkmasına neden olabiliyor.
Televizyonun Çocukların Hayal Dünyasına Etkileri
Şiddet içeren görüntüler, bunlar sadece fiziksel de olmayabilir bazen birçoğu sözlü şiddet oluyor, salt çocuk ya da yetişkinler için değil, tüm yaş gruplarına yönelik programlarda yer almaktadır. Bu da toplumda şiddetin sıradanlaşması’na sokakta, okulda, parkta, alışverişte, yolda, evde heryerde karşılaşılmasına yani normalleştirilmesine neden olmaktadır.
Özellikle küçük yaş grubunda, çocuklar için gerçek ve hayal kavramları birbirine karışabilir, birbirlerinden ayırt edemeyebilirler. Televizyonda seyrettiği bir şeyi gerçekmiş gibi algılayabilir. Bu da onun davranışlarını olumsuz etkileyebilir. Hayal ürünü olan o kahramanlar gibi olmaya çalışabilir. Çizgifilmlerdeki en çok yapılan yanlışlardan bir tanesi de, kahramanın başına ne gelirse gelsin, kurtulması uğradığı şiddet ve kötü bir davranış sonrası hayatına hiçbir şey olmamış gibi devam etmesidir. Yani orada uygulanan şiddetin zarar vermediği gibi bir algılama da söz konusu olabilmektedir. Çocuk zihinsel süreçlerindeki özelliklerinden dolayı izlediklerini yetişkinler gibi algılayamamakta ve bu yüzden farklı etkilenmektedir.
Televizyonun Aile İletişimi Üzerindeki Etkisi
Televizyonun aile içinde iletişimsizliğe yol açtığı gerçeği apaçık bir şekilde ortada. Sürekli televizyon izlenen evde sohbet olmaz, kimse birbiriyle konuşup iletişim kurmaz, iletişim azaldığı için evde birbirlerinin sorunlarından hayatlarından habersiz aile bireyleri oluşur. Bu da ilerde aile içinde bazı sorunların oluşmasına yol açabilir. Ayrıca çocuk sadece ailesiyle de değil, çevresiyle olan sosyal ilişkilerinde de sıkıntı yaşar. Televizyonun eğlenceli ve alternatifli dünyasından çıkmakta zorlanan çocuk evde kalmak isteyebilir. Bu durumda dış dünya ile bağını keserek içine kapanık yaşayan bir çocuk haline gelebilir. Çocuğun televizyonu kontrolsüzce izlemesi, onu okumaktan, sinema ve tiyatroya gitmekten, hatta en önemli gelişim kaynağı olan oyun oynamaktan bile yoksun bırakmaktadır.
Çocuk tam anlamıyla televizyonun mağduru olmaktadır, çünkü etkileşim tek yönlü bir biçimde gerçekleşmektedir, çünkü sadece etki televizyondan çocuğa doğru olmaktadır. Çocuk televizyona soru soramamakta, açıklama isteyememekte ya da duyduğu ve gördükleri karşısında itiraz etme hakkı bulunmamaktadır.
Çocuğunuzun Kendi Kültürüne Yabancılaşmasına Etkisi
Televizyonlarda yayınlanan birçok dizi, program, çocuklar için uygun olmayan içerikler sunmaktadır. Yabancı kültürlerin, gelenek ve göreneklerin etkisiyle büyüyen çocuk kendi kültürüne, kurallarının dışına çıkabilir. Özellikle televizyon dizilerindeki yalan, entrika, aldatma görüntüleri çocuğun o küçücük zihninde hatalı olmayan, doğru örnek olarak olarak yer edinebilir. Çocuğun kültürel değerlerini bilmeden veya kendi değerlerinden uzaklaşarak yanlış örnekler ile büyümesine yol açabilir. Çocuklar, kendi kültürlerinin ürünleri ile değil, başka ülkelerin kahramanları ve farklı değerlerin işlendiği programlarla büyümektedirler. Bu da çocukları kendi ulusal kültürümüzden soğutarak ve birçok şeye karşı yabancılaştırarak olumsuz anlamda etkilemelerine neden olmaktadır.
Televizyonun Çocuğunuzun Kendi Kimlikliğinin Bağımsız ve Özgün Bir Biçimde Oluşmasına Engelleyici Etkisi
Özellikle ergenlik döneminde, çocuklar gördükleri ve hayran oldukları kahraman ya da karakterlere özenir. Çocuklar izledikleri karakter gibi olmak, onlar gibi davranmak isterler. Böylece çocuk kendi kişisel istekleri, karakterine uygun seçimleri, yetenekleri ile hareket etmiş olmazlar. Tamamen farklı insanların, karakterlerin etkisi altında kalabilirler, böyle bir durumda karakter ve kişilik yapıları olumsuz anlamda gelişebilir ve özgünlükten uzak bir hale gelirler.
Çocuğunuzun Masumiyetinin Yok Oluşuna Etkisi
Dünyanın değiştiğini söyleyen insanlar, çocukların son zamanlarda kendi içlerinde değiştiklerini görüyorlardır. Tüketim, şiddet ve iletişimsizlik oluşumuyla çocuklar giydikleriyle, tavırlarıyla, yok olmaya başlayan oyunlarıyla, meta haline getirilen minicik bedenleriyle çocuğun en değerli sahip olduğu masumiyeti de giderek yok oluyor.
Televizyon Seyretme Alışkanlığındaki Yanlışlığı Gidermek için Yapılacaklar
Çocukların günde kaç saat televizyon izlediği belirlendikten sonra bu süre aşamalı şekilde azaltılmalıdır. Çocukların izledikleri programların içerikleri tespit edilmeli, yaşlarına uygun psikolojilerini olumsuz manada etkilemeyen programlara yöneltilmeleri gerekmektedir. Ayrıca çocuk ebeveynlerini, çevresindeki yetişkinleri örnek aldığından doğru model olabilecek kitap okuma, spor yapma, paylaşmaya dayalı etkinliklerin öne çıkarılması gerekmektedir. Bu etkinlikleri desteklerken de özendirmesi çocukların doğru davranışı sergileyen anne-babalarını örnek alarak, televizyondan uzaklaşmasını sağlayacaktır. Mutlaka çocuğunuzla onun izlediği programları birlikte izleyin. Bu şekilde çocuğunuzun izlediği, gördüğü şeyler hakkında bilgi sahibi olursunuz. Ayrıca çocuğunuzla izledikleriniz hakkında sohbet ederek programı değerlendirebilirsiniz ve çocukların neler kazandığı ya da nasıl etkilendiğini açıkça görebilirsiniz.
Televizyon Sınırlanmalı
Çocuklara yemek sırasında televizyon izlenmemesi gerektiği ya da yapılacak işler varken onları bitirmeden televizyonun başına geçmelerinin yanlış olacağı söylenilip, tv izlenmesine izin verilmemeli ve sınır konulmalıdır. Televizyonda belirlediğiniz birkaç kanalı açıp bu programlar bittikten sonra televizyonu kapamak, izleme alışkanlığı ile ilgili kurallar koymak ve belirlenen televizyon saatinin bitmesinin ardından çocuk için cazip etkinliklerin planlanması çocuk için faydalı olacaktır. Tüm bu verilen bilgiler ışığında çocuğunuz sizi dinlemiyor ve saatlerce televizyonun başından kalkmıyorsa, koyduğunuz sınırlar karşısında evde gergin bir ortam oluşuyorsa, çocuğunuz ile iletişiminiz giderek azalıyorsa bu konuda çocuğunuzla beraber psikolojik destek ve yardım almanızı öneririm…

Psk. Taliye Akyıldız
İstanbul Bilgi Üniversitesi Psikoloji Bölümünü burslu okumuş, yüksek onur öğrencisi olarak mezun olmuştur. Hasan Kalyoncu Üniversitesi Klinik Psikoloji tezli yüksek lisans programına devam etmektedir, tez aşamasındadır.

Bir cevap yazın