Obsesif kompulsif bozuklukta görülen beş obsesyon türü
Obsesif kompulsif bozukluk toplumda oldukça sık görülen ve tedavi edilmediğinde kişilerin hayatını oldukça etkileyen psikiyatrik bir rahatsızlıktır. Orta ve ağır şiddette yaşandığında kişinin özel, sosyal ve iş hayatı son derece etkilenebilmekte ve deyim yerindeyse hayatını felç edebilmektedir. Halk arasında takıntı ya da vesvese rahatsızlığı olarak da bilinen obsesif kompulsif bozukluk Türkçeye takıntı-zorlantı rahatsızlığı olarak geçmiştir. Topumda aşağı yukarı her 100 kişiden 2 ya da 3’ü bu rahatsızlıktan mustariptir. Hepimizin ufak tefek bazı takıntıları olabilir ancak bu durum ne aile yaşantımızı ne de iş yaşantımızı etkilemeyebilir. Bu tanıyı alan kişilerde ise takıntılar neredeyse günlük yaşamın merkezinde yer alır. Bu yazıda obsesif kompulsif bozukluğun obsesyon kısmına yakından bakmaya çalışacağız. Bu ve bundan sonraki birkaç yazıda bu rahatsızlık üzerine odaklanmaya ve tüm yönleri ile ele almaya çalışacağız.
Obsesyon (takıntı) nedir?
Takıntılar çok genel manada, devamlı olarak ve istemsiz bir şekilde aklımıza gelen ve rahatsız edici olan, düşünce, fikir ve görüntüler olarak tanımlanabilir. Takıntılar çoğu zaman mantıksız ve uygunsuz gelir. Aklımıza gelsin istemeyiz. Aklımıza geldiğinde aşırı bir sorumluluk algısına kapılır ve verdiği rahatsızlığı dindirme ve rahatlama ihtiyacı hissederiz. Takıntıların rahatsız edici boyutlarda yaşanmasının altında düşüncelerle ilgili bir dizi yanlış inancın yattığı varsayılır bunlar:
- Düşünmek=yapmak
- Bir düşüncenin aniden akla gelmesi onun olma olasılığını arttırır
- Kişi düşüncelerini kontrol etmelidir/edebilir
- Rahatsız edici bir düşünce akla geldiğinde önlem almamak, onun olmasına izin vermek/istemek anlamına gelir.
Görülebileceği gibi 3 ve 4. Maddeler obsesif kompulsif bozuklukta kilit bir yerde olan abartılmış sorumluluk algısına ait maddelerdir ve terapilerde ele alınan en önemli noktalardır.

Obsesyonun çeşitleri nelerdir?
Obsesyon, yani takıntılar, birden çok alanda kendini gösterebilir. Bunlar şu şekilde listelenebilir:
- Bulaşma/Kirlenme obsesyonları
- Zarar verme obsesyonları
- Cinsel obsesyonlar
- Dini obsesyonlar
- Düzen ve simetri obsesyonları
Bu takıntılara biraz daha yakından bakalım:
Bulaşma/Kirlenme obsesyonları
Bu tür obsesyonlar en sık görülenler arasında sayılabilir. Kirlenme obsesyonarına sahip bir kişi çevresi tarafından aşırı titiz olarak tanımlanır. Kirlere karşı aşırı bir hassasiyet oluşur. Bu kişiler kirlenmenin kendisini bir hastalıkla ilişkilendirebilir ya da kirlendiklerinde duyacakları rahatsızlığı göze alamazlar. Bu tip bir obsesyona sahip olmayan kişilere göre kirlenme ve bulaşma ile ilgili kaygılar çok daha fazla zamanlarını alır. Diğerlerini aşırı rahat ve pis bulabilirler. Eve misafir almakta ya da bir misafirliğe gitmekte zorluk yaşayabilirler. Eş ilişkileri zarar görebilir. Kirlenme ve bulaşma obsesyonları temizlik ve mikroplarla ilgili olacağı gibi, radyasyon, toksik atıklar, vücut salgıları gibi konularda da olabilir.
Zarar verme obsesyonları
Bu tür obsesyonlar birçok şekilde kendini gösterebilir: elinde olmadan kendine zarar vereceğinden korkma (örneğin, kendini arabaların önüne atmak ); başkalarına zarar vereceğinden korkma; şiddet içeren veya korkutucu görüntülerin akla sık sık gelmesi; yanlış, uygunsuz şeyler söyleme korkusu; Utanılacak bir şey yapmaktan korkma; İstenmeyen dürtüleri yapmaktan korkma (örneğin, bir yakınını yaralama); çalacağından korkma; Dikkatsizlik nedeniyle başkalarına zarar verme korkusu (arabayla birini ezme), mikrop bulaştırma, vb. Bu obsesyonların temelinde de aşırı sorumluluk duygusu yatar.
Cinsel obsesyonlar
Normalde kişiliğimize, değerlerimize uymayan, hatta sapkınlık derecesinde cinsel düşünce, görüntü veya dürtüler şeklinde izah edilebilir. Bazen saldırganlık obsesyonları ile birleşir (birine cinsel saldırıda bulunmak gibi).
Dini obsesyonlar
Bu tür obsesyonlar dini konularda hassas kişilerde sık görülebilir. İnanca ve kimliğe ters düşünceler rahatsız edici bir şekilde zihne uçuşur. Kişide yoğun kaygı ve suçluluk duygularına yol açar. Bu obsesyonlara sahip kişiler yaşadıkları durumu inanç zayıflığının ve günahkârlığın bir belirtisi sayarlar. Kontrol edemedikçe kendilerini daha fazla suçlar ve çaresiz hissedebilirler. Bunun dışında dini obsesyonlara sahip kişiler doğru-yanlış kavramları ile olağandan fazla ilgilenirler

Düzen ve simetri obsesyonları
Düzen ve simetri ile ilgili takıntılar iki farklı şekilde kendini gösterebilir. Birincisi, kişiler, birşeyler yamuk, düzensiz olduğunda, kendisinin veya sevdiklerinin başına bir şey geleceği kaygısına kapılabilir (zarar verme obsesyonları ile kesişir) ya da sadece düzensizliğin verdiği rahatsızlığa katlanamadıklarını bildirebilir. Giyinip soyunmak gibi belli günlük rutinleri değiştirememek de bu kategoriye girer.
Yukarıda bahsedildiği gibi abartılmış sorumluluk algısı obsesif kompulsif bozuklukta kilit bir rol oynamakta. Bunun yanında, emin olamama, mükemmeliyetçi kişilik yapısı ve belirsizliğe tahammül edememe gibi kavramlar obsesyonların şiddetine ve çeşitliliğine katkıda bulunan diğer öğelerdir.
Bir kişide obsesyon, yani takıntıların türü zaman içerisinde değişse bile doğası aynıdır. Hayatımızın bir döneminde baş etmeye çalıştığımız obsesyonlar kirlenme ile ilgili olabilirken ilerleyen dönemde zarar verme obsesyonları ile yer değiştirebilir.
Bir sonraki yazıda obsesyonlara verilen yanıt olarak kompulsiyonları, yani obsesyonun verdiği rahatsızlığı azaltmak için yapılan ve işleri daha da karmaşıklaştıran tekrarlayıcı hareketleri, ele almaya çalışacağız.
Yararlanılan kaynaklar
Yorulmaz, A. N. Karancı, G. Dirik, B. Baştuğ, C. Kısa, E. Göka, G. L. Burns. (2007). Padua Envanteri – Washington Eyalet Üniversitesi Revizyonu: Türkçe Versiyonunun Psikometrik Özellikleri. Türk Psikoloji Yazıları. 10 (20), 75-85
Yale–Brown Obsesyon Kompülsiyon Ölçeği (Y–Bocs) Çevirenler: Doç.Dr.Berna Uluğ, Prof.Dr.Işık Savaşır

Uzm. Psk. Feyzullah Gürdaş
Uzm. Psk. Feyzullah Gürdaş lisans eğitimini Boğaziçi Üniversitesi Psikoloji bölümünde tamamladıktan sonra yüksek lisansını Okan Üniversitesi’nde Sağlık Odaklı Klinik Psikoloji üzerine yapmıştır.

Bir cevap yazın